29 Eylül 2015 Salı

Kapılar, Yol Ayrımları ve Kendiniz


Hayat belkide sizi alıp, götürdüğü yerde bırakmaya niyetli gibi davrandığında verdiğiniz kararı içerir. Ama bu verilen karar doğru mudur?. Yanlış mıdır ? Bunu ancak yaşadıkça hissedersiniz ya da farkına bile varmadan tüketirsiniz zamanı. Oysa yol ayrımı öylece durur ve umarsızlığı simgeler gibidir. 


Karar verseniz bile ki çoğu zaman bir kapının ardındakileri yaşayabilmek için sahip olduğunuz yegane şey aslında kendiniz değil misiniz ... Ve tabi ki sevdikleriniz, çevreniz ve dahi her şey. Ama o kapılar aşılmalıdır.... Her kapının farklı bir şekilde üretilmiş olmasıdır aslında seçimlerimizin sonuçları. Ve o seçimlerimiz ile çıktığımız yol önemlidir. Taptuk Emre şöyle der Yunus'a ; " Ey Yunus , önemli olan yola çıkmak değil, yoldan çıkmamaktır..."  Bu anlamda bakıldığında siz siz olun yola çıkarken üç şeyi asla unutmayın yanınıza almayı. Akıl, sabır ve gideceğiniz yoldaki geçeceğiniz kapılar hakkında bilgi sahibi olmaya çalışmak. 



Kapılar sizi şaşırtmasın. Karşınıza dev gibi çıkıp, küçücük bir bölümünden hayata adım atabilirsiniz. Kapılar sizi korkutmasın, her  kapının arkasıdır aslında ürettiklerinizin yaşamaya başladığı yerler. 


Bölümler arasındaki duraksamalar gibi dinlenerek geçeriz kapıyı. Ama bu dinlenmeyi yorgunluk gibi hissederiz ve söyleniriz. Oysa sabırdır silahımız, akıldır anahtarımız. Yola çıkmaktır hedefimiz ve yoldan çıkmamaktır meziyetimiz. 


Bu yolda ne gam ne kasvet ... Her dem mutlu , her dem aşk... 


19 Eylül 2015 Cumartesi

Bilinmez

Bir bardak çay içtiğim
Gölgesinde dinlendiğim
Manzarasında sarhoş olduğum
Hayat
Merhaba dediğimden bu yana
Epeyce yol aldık seninle
Ve kimbilir daha da ne kadar gideceğiz
Ve elbet taşın üzerinde
Yiteceğiz

Onu bunu bilmem de
Ne sevdik
Nasıl sevdik
Neden sevdik
Diye diye
Sevdalara soyunduk ya
Hani Agop'la oturup
Doldurduyduk
Anılara şarap kadehlerinde

İşte hep bu karmaşaya
Düşe kalka yaşamaya
Ve umutla geleceğe bakmaya
Değilmiydi öfkemiz

Eh hadi bakalım
Şimdi yine yürüyor
Bedenlerimiz
Sevdaya
Kavgaya
Ve aşka

Yine doluyor bedenlerimiz
Manzarasında sarhoş olduğumuz hayatlara


13 Eylül 2015 Pazar

Hayat ve Yaşamak

Çoktandır düşündüğüm
ama karar veremediğim bir sorudur? 
Yaşamak için 
detayların bizi yönlendirmesinden sıyrılıp, 
hayata selam verebilmek 
özgürlüğü var mıdır?!! 
Aslında müthiş bir iştir yaşamak. 
Nazım'ın dediği gibi 
" ciddiye almak" gerekli. 
Ama bu nasıl olacak kısmında 
debeleniyoruz sanki. 
Ne biçim bir durumdur ki bu, 
asla bizi bırakmadan, 
gölgemiz gibi ardımızda. 
Bazen kayboluyor. 
Bazen yön ve yer değiştiriyor 
güneşe göre. 
Tüm bu karmaşa içinde 
yaşadığımız işte hayatımız... 
Yalnızlaştıkça özgürleştiğimiz, 
paylaştıkça mutlu olduğumuz 
veya acı çektiğimiz. 
Ya da yolun ardına bakmadan 
kaçıp gittiğimiz. 
Geleceğe umutla bakabilmek 
ve adım atma cesaretini, 
heyecanını hissettiğimiz de 
hayatımızdır kimi zaman.... 
Ve bu duygular, 
koşullar belirler gider...  
Ve bugün pazar... 
Mutlu bir güne uyanmak üzere 
umutlarımızla uyuduk dün akşam... 
Gün uyandı... 
Bol şans... 
İçin bir çay... 
Benden olsun...

9 Eylül 2015 Çarşamba

Baba Oğul Kahve Keyfi

Ve artık liseye geldik. Aradan geçen 36 sene lise anılarımın hafızamda az yer tutmasına yol açsa da ; liseli olmak güzeldi. Hadi bakalım, hadi bakalım...Okula da git bakalım...Sabah erken, her kes uyurken; derslere gir bakalım....