14 Mart 2016 Pazartesi

elveda gözyaşları



elveda gözyaşları
sokak taşlarında kaybolan anılar
hızla değişen dükkanların
yitip giden gizemli geçmişi
yıkılan dökülen
duvarların 

yalnızlığı çağrıştıran
sessizliğinde ki çaresizlik

elveda gözyaşları
diyecek lafım
tutacak elim
görecek gözlerim
ve bir bütün olarak bedenim
yitti gitti gecenin karanlığında
bağrış çığrış
elveda gözyaşları
kayadamdan oyma bir odaya sığınıp
ateşinde ısındığım odunların
tükenmesini seyrederken
korlaştı umudum
yine de yaşadım
yaşıyorum diyebilmek için
uyudum
sabaha doğmak için
hüzünlü bir umutla....
14.03.2016
Ankara

13 Mart 2016 Pazar

Bugün Pazar

hayat akıp giderken, 
hangi gün daha güzel olur. 
hangi gün  yaşanmışlıkları ile 
seni daha çok gülümsetir, hüzünlendirir. 
ben hep pazarları severim. 
çocukluğumdan beri
pazarlar özgürlüktür. 
sevecenliktir. 
zordur belki, 
arkası çalışma günleri ile 
dopdolu gelir üzerimize. 
yada yoğun okul günleri,sınavlar. 
ama aile pazarları hep bir aradadır. 
Fenerbahçe'nin maçlarını 
siyah beyaz beraber izleyebildiğimiz 
güzel bir gündür. 
pencere önündeki koltuğun dolu, 
kahvaltıların kalabalık ve heyecanlı,
mutlu olduğu günlerdir. 
renkler henüz kirlenmemiş 
ve hayatımızın saflığı, 
mütevaziliği ile çevrelenmiştir 
pazar günleri...
büyümenin öncesindeki adımları çoğaltığımız, çocuk parklarını ailemizle keşfettiğimiz
günün adıdır pazar. 
oyunlarımızın uzun ve yaratıcı olduğu,
bitmek bilmeyen zamanın bile
arkadaşlarla beraberken 
yetmediği günün adıdır. 
hüzün henüz ulaşmamıştır.
pazar günü ellerimiz acımamıştır.
dizlerimiz kanamamıştır.
arkadaşlarımız gitmemiş
ailemiz eksilmemiştir.
masada yer zor bulunduğu günü adıdır 
ve pazar günü hayatın yeniden doğduğu
yaşamın başlangıcını simgeleyen coşkunun
yaşanmasıdır aslında...
hüzün daha gelmemişken hayatımıza.

13.03.2016
Ankara

11 Mart 2016 Cuma

merhaba ömrümüzün ortakları


Geçmişten geleceğe giden adımlarımızın yanında, yöresinde ve gerisinde ya da berisinde olan biten ne varsa; bir araya geldiğinde, duyduğun ses, aslında o zaman dilimine ortaktır. Bir  anlamda geçen günler, yaşanmışlıklar çok uzak gibi görünse de, eğer bir nefes ile sıcacık bir yaklaşımsa yine de, yıllar yıllar sonra... Aslında olan biten "ömrümüzün ortakları" nın dokunuşlarıdır hayatına... Bunu yaşamak çocukca bir özlemin ve o aslında bir çoğunu unuttuğun bir zaman diliminin gizemli havasının beyninde ki flashbellek çağrısıdır. İlkokul arkadaşlıkları biraz böyle değilmidir aslında. O ilk oyunların, ilk harflerin öğrenildiği, öğretmen sevgi ve saygısının kazanıldığı o ortamın gizi  ve özlemi hep özlenmezmi. Ne özlediğini belkide çoktan unuttuğun. Kişilerin isimlerinin sınıf albümü fotosunda kaldığı hafızan, yine de kodlamasını çocukça bir sevginin saflığında yapmıştır aslında çoktan. Hatta sen farkında bile olmadan. Hep güzel hatırlarsın. Anıların konuları kalmış, detayları uçup gitmiştir. O detayları hatırlamanın, hatırlatmanın heyecanı, paylaşımıdır aslında ömrümüzün ortakları ile yaptığımız. Aradan geçen yıllar, çocuklukların kocaman hayatlara dönüşüp ve rastlantıları da beraberinde getirmesi başlı başına bir hayatın da ta kendisidir aslında. Ömrümüzün ortakları tanımı aslında ilkokul arkadaşlarımdan birisine ait. İsmi herkesce çok bilinen ve yıllarca da böylece seyrettiğimiz değerli bir sanatçının ilkokul sıralarından balerin adımları atarak gelmesi ne güzel bir heyecan. 

Ben özlemişim o yılları... Çok sevdim o yüzden bu tanımlamayı ve duramadım yazmak istedim duygularımı. Aslında 200 metre uzaklığında yıllardır yaşadığım ilkokulun, çocukluğumun anıtını yüreğimde yaşamak heyecan verici. O heyecanı bir arkadaşımız anı defterinin sayfalarında yazdıklarımızı ortaya dökerek bizlere o yılların ortasına götürüp bıraktı birden bire. İbibiklikler dileyen arkadaşımızı okuyup, hayatı boyunca ibibikliklerini yapıp yapmadığını bilmeden öylece durduğu hayatımızda, belkide artık koşuşturacak bu anlamda. 

Haliyle zaman ve boyut çoktan ardımıza aldığımız bir duvarın ardı gibi olsa da, çocukça bir yaramazlık ile o duvarı tırmanıp ardındaki çamurlu bahçede en güzel giysilerimizi kirletmeyi özleyen çocuklardık artık. Yapılmasını öğütlediğimiz şeyleri yapan ve yapmak isteyen ve belkide o gizemli havanın içinde kaybolup, dersin zilini çalması ile kendimize gelecek kadar gidebilmek tüm istediğimiz olmasın. 

Şimdi tüm bunları hisseden insanlar olarak çocukluğun saflığını yaşarken, whatsapın teknolojisinde yaşamak bu duyguları o çocukların hiç bilmediği bir şey aslında....Ama yine de seslenir bize tüm sevecenliği ile "ömrümüzün ortakları" ....Ne güzel...