5 Ocak 2016 Salı

nedenler nedenler nedenler



Bilmem ki, acaba nedenler üzerine yazmak mı gerekir. Düşünmek mi...Üzerine mi gitmeli. Amaca doğru yol almaya adım attığında mı nedenleri sorgulamalı. Yoksa adım atmadan öncemi. Nedir ki bu nedenler. Hayatımızı belirleyen koşulların maddelere dökülen haklı haksız doğru yanlış aşamaları mı? Yoksa o aşamaların içinde kaybolan hayatların/hayatlarımızın...sebebi mi?. Vallahi hiç bana sormayın. Yok bende size sormuyorum. Öyle taştı kabın içindeki su, boşaltıyorum ulu orta. 

Nedenler ne zaman başlar...Ne zaman biter. Ne zaman nedenlerin esiridir benliğimiz. Ne zaman hükmeder nedenlere... Ve mutlu olmak ile bu esirliğin, hükmetmenin bir ilişkisi var mıdır.? Yok mudur.? Bir resmin eksik parçası gibi soluk alıp veriyoruz bu hayatın içinde...Ne kadar eksiğiz..Ne kadar fazla. Nedenlerimiz var işte. Nedenlerimiz kadar eksik...Nedenlerimiz kadar fazla.. 

Yağmur taneleri burnumuza düştüğünde, nedenlerimiz nedir. Islanmak....Kaçmak...Romantizmi yaşamak...Şiir yazmak.. Şemsiyeyi açıp koşturarak gitmek diğer nedenlerimize yetişmek için. Eee sonra .. Orada bekleyen diğer nedenlerimiz nee olacak. Bilmem ki.Sen düşün. Ya da düşünme ..

Belki iyi bir nedenin vardır bunu okuduğun için. Belki o iyi nedenini nedenlerini çürütmek için nedenselleştiriyorsundur. Ya da ezbere gidiyorsındur, neden meden dinlemeden. Aldırmadan. Umursamadan Şimdi sen nerden bileceksin benim nedenlerimi. Ya da ne dinlediğimi. Nerden gelip nereye gittiğimi. Olmadı nedenlerimi tüketir giderim. Ama unutma. Nedenlerin tükendiğinde elinde kalan neden senin umudun olmalı ki anlamı olsun.

Gece çoktan vurdu gongunu. Sabah daha çok uzak... gece hemen yanı başında.. Yastık kadar uzak sana nedensiz bir uyku. Tutarsa ne ala.. Tutmazsa nedenlerin gelir geceden geceye doğru. Ya da sabahı düşlersin. Ya da ürkersin. Korkarsın düpedüz ama aldırmazsın. Her gün nedenleri izlemekten, tüketmekten yorgun düşünce bedenin söyle bir türkü. - Bu da gelir bu da geçer...