16 Nisan 2017 Pazar

Tek Kelimelik Aşk

Sevgili dostum Agop! 
Az önce attım 
umuda yolculuk için 
mektubumu sandığın içine.. 
Okuyanın 
hep aynı mektubu 
okumasını dilediğim 
bir aşk mektubu bu 
tek kelimelik... 
Ama felsefesi güçlü ... 
Anlamı net ve açık 
bir mesaj geleceğe, 
çocuklarımıza, 
torunlarımıza. 
Ben de Dedem gibi Kuvayi Milliyeci olarak 
Mustafa Kemal Atatürk' ün izinden 
yürümeye devam etmeye verdim kararımı ... 
Gelin dostlar rüzgara dönsün dümenlerimiz, 
her tarafta yazılsın 
mücevher taşa 
İzmir Marşıyla .... 
Vre bilirim 
sende kıpır kıpır eder yüreğin 
beklersin ... 
nevale hazır ... 
haydi hayırlısı....

Pazar Düşünceleri

İnsanın bir gülüşü olmalı

Yaşama duruşu olmalı

Bir günü değil

Bu günü  olmalı

Yürümeli 

Umutla geleceğe

Yumruğunu masaya vurabilmeli

Çocuklarına bırakabilmeli

Kendi geleceğini

Seslenmeli

Ne olursa düşündüğü

Sorgulamalı 

Ne olursa gördüğü

Adımlamalı dakikaları hissederek

Saniyelerin içinde

Bir haykırış olmalı

Ve elbet bir yolu olmalı

Yoldan çıkmadığı

Yol arkadaşları olmalı

Yoldan asla vazgeçmeyen

Uzun uzun soluklanmalı

Hayatın her aşamasında

Özgürce düşünebilmeli

Özgürce konuşabilmeli

Sokaklarda yürüyebilmeli

İşi aşı olmalı

Günün sonunda eve dönerken

Kapıda bekleyeni

Ardından yolcu edeni

Özleyeni

Özlediği 

Özlemleri olmalı

İnsan olmalı

Vicdanına dönük yaşayıp

Vicdanıyla karar almalı

İnanmalı kendine

Ve gözlemlemeli olanı biteni

Hayata dair

Söyleyecek bir şeyleri olmalı

Geride bıraktığı eserleri 

Aynaya baktığında yarattığı insandan

Gurur duyabileceği

Gurur duyacakları

Bir hayat bırakmalı

Bimem ki bugün yollarda 

İkili 

Üçlü

Bilemedin dörtlü beşli

Aileler 

Bu duyguları heybelerinde mi

Çıktılar evden

Umarım sokakların

Sessizliği

PaZar sabahı sessizliğidir

Akşamına düğün dernek kurulur


16/04/2017

Ankara



İ


14 Nisan 2017 Cuma

ve nisan ayı geldi

Ve nisan ayı geldi....
Hatta yarısı geçti bile..
Önümüz yaz..
hani diyor ya türküde
"ne de olsa kışın sonu bahardır" diye... 
İşte o bahar ayları ...
Hani diyor ya başka bir şair...
"beni bu havalar mahvetti... "
işte o havalar yani.
Hani dönüp baktığımda böyleydi sanırım ..
ne çabuk geçmiş ya da
ne çok şey yaşanmış aslında...
parkın ortasında iki çay içimi
ve yürünen bir yol gibi
sürüyor işte
o günden bu güne
atılan adımlar
ve bakışların
farklı farklı imgelerinde
bir bütün hayat....
14.04.2015 Karabük...

10 Nisan 2017 Pazartesi

10 nisanlar...

10 nisanlar....
yola çıkanlar...
umuda ve hüzne
adım atılan günlerin
özlemli anılarında buluşanlar...
gecelerin sabaha bıraktığı,
koskoca sevdalar...
bindiler ve gittiler
buğday tarlalarına ....
öylesine yapayalnız
ve sevgi dolu ....
10.04.2017 Ankara

günaydınım narçiçeğim...

Günaydınım Narçiçeğim...
Bu güzel şarkının güftesi Feyzi Halıcıya ait. Güftekar bu şiiri bir hint efsanesinden esinlenerek yazmış. Efsaneye göre Cihangir Hanlığı'nın genç Prensi Salim Şah, birgün raksını görüp hayran kaldığı, narkali isimli genç ve güzel rakkaseye aşık olur. Zaman geçer ve Prens Salim Şah gönlünü çelen bu güzel rakkase ile evlenmek ister. Kurallar ise farklı.. Bir prensin halktan bir kızla evlenmesi yasak, hele bir rakkase ile evlenmesi akıldan bile geçmemesi gereken bir düşüncedir. Zamanla bu aşk yasağa rağmen büyür, iyice alevlenir. Bütün Hanlığı sarar Anarkali ile Salim Şahın aşkı ağızdan ağza anlatılır. Bu hâl prensin babası olan Han Akbar tarafında ise büyük bir rahatsızlık yaratır. Aşıkların birbirini görmesi yasaklanır. Ama ferman dinlemeyen gönül, burada da ferman dinlemez Aşıkların ilişkisi sürer gider. Aşk hükmünü sürdürür. Efsane aşk iyice dillenir. Civar hanlıklara da yayılır. Bununla baş edemeyeceğini anlayan Akbar Han çareyi sevdalıları ayırmada bulur. Çözüm çok zalimdir. Güzel Rakkase Anarkali ibret için kentin ortasında yapılan, pencesi olmayan dört duvardan ibaret dar bir odaya hapsedilir. Arkasından giriş kapısı da duvarla örülüp kapatılır. Ölüme terk edilmiş bu..Prens şaşkın ve çaresiz, bu aşkı efsaneleştiren şehir halkı ise ağlamaktadır. Her gün gelip bu hücrenin önünde, Hanın insafa gelip güzel Anarkali'yi affetmesini bekler. Bir müddet sonra umutlar kesilir. Artık duvarlar yıkılsa da güzeller güzeli Anarkali'nın sağ çıkma ihtimali yoktur. Halk yavaş yavaş çekilir. Bekleme duvarının önü boşalır. Ama Aşk mecnunu prens ,maşukunun çevresindedir hep. Gönüldeki sevda ve sevilen ölmemiştir. Gözleri kapının örüldüğü duvarda sesiz bir tevekkül ile beklemededir. Mevsimler geçer bahar olur, tabiat canlanır. Bir gün o taş duvarda da bir kıpırtı başlar. Prensin gözünü hiç ayırmadığı o duvarda güzel Anarkali'nın girdiği kapının taş örgüleri arasından ince zarif bir dal filizlenmiştir. Bunu duyan halk tekrar toplanmaya ve her gün bu hayat izini izlemeye başlar. Günler geçer yeni dallar ,yeni filizler çıkar o taşın bağrından ve tüm dallar tomurcuklarla yüklüdür, çiçek açacaktır aşk. 

Bir sabah duvarın önüne gelenler. Duvarın baştan başa kırmızı nar çiçekleriyle kaplı olduğunu görürler. Hayranlık veren bir güzellik vardır. Adeta Güzel Anarkali'nin tüm güzelliği nar çiçeklerinde dir. Bir gecede bütün nar çiçekleri açmıştır. Mevsimler boyu orada aşkın umuduyla bekleyen prens ise duvara yaslanmış Nar çiçekleri arasında mutlu bir ifade ile ruhunu teslim etmiştir.. Aşk çiçekleri açmış aşıkın kalbi ise Anarkali'nin güzelliğini seyrettiği o çiçeklerin ihtişamına dayanamamıştır. Sevdalarıyla birlikte maşukunun yanındadır artık. Rivayet şu ki; O güzelim ateş rengi nar çiçeklerinin çıkış yeri Güzeller Güzeli Anarkali nin aşk dolu kalbidir. Taşları delip sevdiğine kendini göstermiştir

Efsane böyle acılı. İşte bu efsaneyi dinleyen ve bunun üzerine yazılmış olan şiiri okuyan Çinuçen Tanrıkorur Udunu alıp bu şiiri besteleyerek güftesini yazmıştır. Çok güzel bir eser kazandırmıştır musikimize.Şarkının adı ''Günaydınım Narçiçeğim'' Sevenleri yad ederek birlikte dinleyelim.



Beste: Çinuçen Tanrıkorur
Güfte: Fevzi Halıcı

Kürdîlihicazkâr

Şavkıması sana doğru yolların
Sana doğru denizlerin çağrısı
Çırıl çırıl ötelerde bir güzel
Günaydınım, nar çiçeğim, sevdiğim .
..........
Vurdum tellerine seni sazımın
Sende anahtarı alınyazımın
Yağmur yağdı serpil yalnızlığıma
Günaydınım, nar çiçeğim, sevdiğim …"



3 Nisan 2017 Pazartesi

gidecek yol

daha
gidecek yolumuz
yazacak fikrimiz...
paylaşacak günlerimiz var
dedi Agop...
vurdu şaraba...
sildi ağzını
gömleğinin koluyla...
şöyle baktı denize doğru...
martıların sesinden çıt yoktu...
oysa çokta olduydu bu sessizlik…
balığa çıkan teknelerin dönmesini beklerken ,
yazdıklarını
boşalttığı şarap şişesine koyup...
ağzını doldurarak küfür etti
her zamanki gibi...
denize bıraktı...
ulaşırdı belki de
karşı kıyıdaki sevdiğine



mart  2015 Karabük