5 Ağustos 2015 Çarşamba

Gel Gel Gel


Gel gel gel….
Bir, üç, on, elli
Üçyüz elli
Gel gel gel…..
Sende el ver
Sende gözlerinde umut
Tut sımsıkı
Ellerimizi…
Kardeşliğimizi…
Düşünki
Geldiğinde buraya
Yüreğinde heyecan
Hayallerin
Ve tanımadığın bir ortam vardı…
Yılları ardına alıp da
Anılarını bırakıp gittiğinden bu yana
Geçen onca yıla rağmen
Hala çocuksun…
Çocuk ruhlusun…
Ama sadece burada
Geçen o yıllardasın…
Belki bir an sahilde bir sandalye üzerinde
Ya da kafeterya da
Sohbetin sonundasın…
Otobüs beklersin
Ya da oturmuş
bilmem kaçıncı kez kontur sür kontur
sesleri arasında,
kapağı açılmamış ders kitabının peşindesin.
Her yıl ararsın anılarını
Her yıl kucaklarsın
Her yıl her yıl seslenirsin….
Gel gel gel….

04.08.2015

Karabük….

İnciraltı


Şarap dökülür ruhuma
Şarhoşluğum
İnciraltı !
Vücudum
Özlem taşı gibi
Nostalji ile iç içe…
Naçar bekler öyle
Coşkun bir kahkahayı…
Gecenin karanlığından
Günün ilk ışıklarına del
Ben ben değilim de
Sanki,
Bir balon gibi
Havalanacak
 Ve merhaba diyecek güne
Selam duracağım…
İnciraltı Kardeşliğine …
04.08.2015

Karabük

Safranbolu Boncuk Cafe



Safranbolu Karabük'ten eski bir yerleşim yeri olmakla birlikte, ilçesidir. Eski Safranbolu Evleri, Konakları ve çarşısı ile 1800 lü yılların otantik havasını yakalayabilirsiniz. Boncuk Cafe Yemeniciler Arastasında 1661 yılından bu yana hizmet vermektedir.  Arastanın tam ortasında, geçmişten sizi çağıran havası ile dinlendiğinizi hissedersiniz. Lezzetli otantik yemeklerinden tattıktan sonra, mutlaka meyve çayı ve ikram ettikleri özel şerbetleri ile birlikte odun ateşinde pişen kahvesinden içmeden de Boncuk Cafe'den ayrılmayın. Eğer akşam giderseniz canlı performans türkü dinleyebilirsiniz. 

                                           

Boncuk Cafe













215 Ada, 163 Parsel



215 ada, 163 parsel
Bir hayatın son adresi
Sessiz ve sorgular gibi
Her tarafta isimler,
İsimsizler
Adımlar ürkek
Gözler dolu
Yürek yangın yeri
Hüzün oturmuş
Havaya hakim
Dualarla yolcu edip
Dualarla andığımız
Özlemle baktığımız 18 sene…
215 ada, 163 parsel
Cebeci
Ankara
1926-1997
Haziran 6
Babam
Rahat uyu!
Huzur içinde ol!
Işıklar çevrelerin etrafını
Ve bil ki hayat dediğin gibi
“ev  idaresi,
Memleket idaresinden  zor ! ”
“zararı yok !” yani…
19.05.2015
Ankara


Demir Kapılar


Demir kapılar
Üzerine kapandığında
Dışarı da kalan,
İçeri de kalan arasında
Bir duygu hattı oluştu.
Sesleniyorduk ki,
Seninleyiz geçer
Geçecek!
Küçük bir kız çocuğu
Doğduğunda ağlıyordu
O gözyaşları
Aslında şimdilerde
Demir parmaklıkları
Eritiyordu belki de !
Eh bu da yaşanmalı
Ve geçmeli bir şekilde..
Kapılar nasıl kapandıysa
Öyle açılacak elbet
Ev şarap kadehleri
Boşaldığında
Anılar hüzünlü olsa da
Paylaşılacak
İlk yemek yendiğinde
İlk gece tükendiğinde
Doğacak güne merhaba diyeceksin
Umutla !
Şimdi herkes sana yakın
Ve her kes sana uzak
Ama sen bir başına
Kendinden bile uzaksın
Ve belli belirsiz duygular
Korkular içinde
Yüreğinde
o ağlayan
küçük kızın umutlarına
ve yüreğine güvenip
doğacak güne  şükrediyorsun.
Her nasılsa tükenecek
Her nasıl zor olsa da şu an
Anılar denizinde yer aldığında
Bu zor günler
yine gülümseyerek
bakacaksın gök yüzüne
ve ellerinde ellerimiz
yine aynı türküyü söyleyeceğiz
hadi bakalım şimdi
volta zamanı,
yürü o yolları ki bitsin,
yüreğin o küçük kızın
yüreği gibi
dirensin…
03.03.2014
Karabük




Parktaki Tahta Bank


Yıllar
Parktaki tahta bankın
Üzerinde
Mevsimleri devirse de
Hep aynı yerde
Sımsıcak seslenir
Dolu dolu zamanı yaşayamasa da
Bellidir
Yalu, izi, hedefi
Belirsizleşir belki ama
Hiç dinmez
Hiç söyleyemez
Ama ister
Yıllar geçer
O tahta bank
Öyle bekler
Yalnızlığını
15.10.2014

Karabük

Islanmak İstiyorum

En cesur başkaldırı
Göz yaşlarım
Şöyle
Rahat rahat
Düşündüğümde
Umarsız bir şekilde
Islanmak istiyorum
Yağmur tanelerinde biteviye

11.06.2014

Karabük