8 Ağustos 2015 Cumartesi

Sonbahar




rüzgarı gecede yakaladım
önce sen geldin,
sonra mutluluk geldi…
yol boyunca yürüdüm
sararmış
sonbahar yaprakları
köşe bucak uçuştular,
önce sen bastın yapraklara
sonra güzelliğin bastı
ansızın yüreğimi…
insanlar vardı
çepeçevre sarmışlar
ve sevmiştim onları,
önce sen ayrıldın sevgimle
sonra ben paylaşmak istedim
onlarsız zamanları seninle…
yağmurlar yağdı ardı sıra
olancası bedenimden geçip
sen oldun, mutluluk oldu gönlüme,
önce seni geceye verdim çaresiz
sonra yüreğimi de
seninle gönderdim…

30.03.1988


neydi bu


bir uçak havalandı,
gönlümden
üç parça şeyi
alıp götürdü
ve hepsi de
yeniden üretildi…
neydi ki
bu
umutsuz
başkaldırı,
neydi bu
sevda bahçesindeki
yoksunluk
ve nasıl bir
yoldu ki bu
hiç dinmedi…


Kum Taneleri



“kum taneleri”
gün ışımasında,
aşkın dansını yaptığımızda
dalgalar ,
bedenimizden geçip kumlara saçıldı …
vücudumuzdan
ellerimizde kalan,
kum taneleri ve özlemdi…
yakarışımız sevgiyeydi
ama bulduğumuz hasretti…
dalgalara ulaşamayan
kum taneleri gibi…
fakat gün dönmüştü
haykırdık,
   ayaklarımız deniz kenarında
suya değdiğinde,
gürledik
paylaştıklarımızla…
dudaklarımızda başlayan
ve ayaklarımızda tükenen
sevgi…
şehvete bulaşmış
ve uzanmıştık öylece
kumsalda…
elim elinde
şiir okuyordum
sevgiye
özleme
ve hayatla olan kavgamıza dair
bu sendin
bu bendim
bu bizdik
ve kumsalda

bir kum tanesiydik…

7 Ağustos 2015 Cuma

Umut Etmektir Hayat



Umut etmektir hayat...
üzerine kar yağar
sen gün ışığı gibi bakarsın
üşüyen ellerini uzatarak...
seslenirsin kendine
hele dur bakalım 
geçer be elbet diye
yorgunluğun, hüznün
ve yüzünün kırışıklıkları
anlatır seni
attığın adımlardaki
direnen umudundaki geleceğe !
sen sen değilsindir
düşlediğin de bu değildir ama
yaşarsın,
sana ait olan hayatta!

11.06.2015 Karabük

1986 Güzündeydi

Saat gecenin herhangi bir vakti
Yamansınız dostlar
Beni aramak nerden aklınıza geliverdi
Son kez nerde miydi
Ne önemi var, şimdi buradayız ya dostlar
1986 güzündeydi, birbirimizden
habersiz kalışımız
üç odalı bir ev
içinde dağılmış eşyalar
duvarda yarısı yırtılmış bir gençlik yılı afişi vardı
çok iyi hatırlıyorum birde
üç şişe efes güneşi olmalı
içi boşaltılmış
pek de severdik malum
birde benim güncelerimin olduğu defter olmalı o evde
ne anılarımı var o defterde
bir bulunsa
hepimiz orasında, burasında
bir yerindeyiz
dağların havasını soluduk yıllardır
metro yapılacak diye sabırla bekledikte
yinede her sabah aynı işkenceyi çektik otobüslerde
beklemeye inatlaştığımızdan
gelmedi yine tabi ki,
zaten ne zaman geldi ki


13.11.1988

Seçilmiş Şiirlerim


seçilmiş şiirlerim yok

sana

yazabileceğim kadar

güzel ve anlamlı

sana ancak yüreğimin çıplaklığında

kıyasıya bir sevgiyi

verebilirim

dizelerimin yorgunluğuna aldırma

hepsi senin özlemine

öfkelenen

sesimin buruklaşan tınısıyla dopdolu

öyle sana kırgında değilim

seni özledim



Yaz Bakalım Agop !


yaz bakalım Agop !
nicedir yoktun !
teknenle en son gidişinden bu yana
denizin kenarındaki
masada tek başına
boşalıyor yüreğim hüzünlere
ne yollara gittik be Agop!
ne balıklar tuttu ağlarımız
ne rüzgarlarla dalgalara doğru yol aldı
umutlarımız
hiç yorulmadık
hiç usanmadık
şimdi Agop,
şimdi yine
sesleniyorum sana
masada,
tek başına
ve içerek...

11.06.2015
Karabük


6 Ağustos 2015 Perşembe

O Gün 2




Agop bilirsin,
Biz sevdik mi
Tam severiz
Severiz ama
Sevmek o gece
İntihardı
Gözyaşlarımdan geceye dökülen
Umutları vardı yüreğimin
O umutlarımı yaşayamamanın sıkıntısını
Acı günlerin yorgunluğunu
Hissediyor ve beni bekliyordu
Ben bir şato yapmıştım ona
Çocukluğumu yaşıyordum
Beş paralık bir kazancım dahi olmadan…
Agop sevgili dostum
Sen ayrı gecede
Ben ayrı gecede
Aynı özlemlere soyunurduk  da
Yine bunca mutlu olamazdık
Ama bunca mutlu aşk gibi
Aslında mutlu aşkın olmadığını
Şiirlerden okuyup
Yaşamazdık
Ah Agop,
Bir bilsen
En son doldurduğun kadehimdeki
Şarabın tadı gibi
Buruk her şey

21.02.1990




Gün Işığında


Gün ışığında
Yağmur damlaları ile
Yürümeye başladım
Yalnız
Ve özlem dolu…
Sokak lambaları hala yanıyor…
Ve gecikmiş bir pişmanlık gibi
Yüreğim darmadağınık..
Hava kapandıkça
Haykırıyor isyanını
Ve yağıyor üzerime
Çaresizliğime aldırmadan..
Oysa ne türküler vardı
Dinlemiştim
Anadolu yollarında
Biteviye
Yolculuklarımda…

08.04.2015

Karabük

Uzaktan Bakabilmek


Uzaktan bakabilmek
Öylece,
Dokunmadan hayata
Umutlu
Ve mutlu
Başkaldıran
İki çift göz
Ve bir hayat
Vicdanın sesinde boğulmuş
İsyan tarlaları
Dile gelmiş
Gülümsüyor
Öylece,
Uzaktan
Ve umarsız…
07.05.2014
Karabük



Bir Dostu Olmalı İnsanın


Bir dostu olmalı insanın
Otuz sene geçmişten gelmeli
Otuz sene geleceğe
Tutmalı ellerinden
Sımsıkı
Karşılıksız
Ve sevecen…
Ne varsa
Anlatabilmelisin ona
Ama ne varsa
Gizli kalmamalı
Öylesine açıkça söylemelisin
Hatalarını
Pişmanlıklarını
Aşklarını
Karışığı oluşmayan  duygularının
Nasıl da ezici bir hüzünle
duvara çarpan suratında resim olduğunu..
işte öyle bir coşkunun
seni çağıran sesinde bulmalısın
hayatındaki o dostu…