Anı yaşamak üzere yürüdüğünüz yolda, geçmişten yağmur damlaları gibi düşen cümleler sizi nerelere ulaştırır, bilinemez...Bilinen tek gerçek ise hakikatin kelimelerin tınısında gizlenmiş olabileceğidir.
1 Aralık 2020 Salı
Bu da doğum günü şiiridir
3 Kasım 2020 Salı
Geçmiş Olsun İzmir
ekimden kasıma geçmek
sonbahardan kışa geçmektir.
yağan sonbahar yağmurları
kar kış soğuğuna bırakır
üşürsün
ellerin donar
çatın akar
eve ekmek götüremezsin
ama hep bir umudun vardır
zira ne de olsa kışın sonu bahardır
gözyaşları ile karşılarsın
bahar aylarında
doğanın uyanışında ki
hayatın renk renk açan
o güzel kokan çiçeklerini
o gün elbet gelecek
elbet İzmir yine
bir bahar dalı gibi
hayat dolacak
01/11/2020
19 Eylül 2020 Cumartesi
İzler
iyinin ve kötünün arasından
vicdanınız
sabah gün ağarması gibi
hayatınıza sızmaya başladığında
o ışığı yakaladığınız ölçüde
izler bırakırsınız
doğduğunuzda belli olmayan
gittiğinizde belli olur
ağlayarak merhaba dediğiniz andan sonra
yaşadığınıza olan dokunuşların
birikmesinden meydana gelen
aslında tamamı ille kendinsin
kendi başınasın
etrafında çevrelenmiş
kaos içinde kalmış bir bireysin
15 Eylül 2020 Salı
Gece Yarısı
yolun tam ortasında
geçmişin
geleceğin
ve yaşadıklarınla
beklediğin çaresizlik
sana seslendiğinde
elinden kayıp giden
o muhteşem dörtlükleri
hadi söyle bakalım şimdi
yok, yok öyle
karanlığa koşarak
kalamazsın aydınlıkta
kararın ne olursa olsun
aslında hep aynı
nakarat aynı
o özlediğin sıcaklık aynı
özlemlerin aynı
olan biten aynı
geride kalan hüzün
ve göz yaşları
hep aynı
o yana baksan da
bu yana baksan da
olmayan bir pencere
sımsıkı kapalı
gün ışığı gibi içine sızan anıları
anımsamaya çalışsan da
hiç tam olmayacak
sende saklanan
yüreğinde kıpraşan
hüzünle bekleşen
artık onun elleri
onun kolları
yürüdüğü ayakları
gülümsediği suratı
sımsıcak bakışları
fedakarca sarılışları
ve her nedense
dağılan
karman çorman olan
yaşadıkları
anıları
izleri
acıdan bağrışan dizleri
orada
hemen orada
bilinemez
görülemez
hissedilebilir mi
nasıl hissedilebilir ki
nasıl nasıl yazılabilir ki
ya nasıl konuşulabilir ki
belkiler
olabilirler
ve bekleyişler
göz yaşları
göz yaşları
ve koca bir yalnızlık
alnıma yazılı adı
sevdası yüreğime
anlattıkları vicdanıma
o nedenle hemen yazdım
hemen anlattım
ve şimdi de belirsiz bir sesle
duvarlara yazıyorum...
ya görürse...
14/09/2020
balkon söylenceleri
14 Ağustos 2020 Cuma
Haberi Alınca
bir yazı
bir söz
28 Temmuz 2020 Salı
Sıraladığım Kelimelerin
25 Haziran 2020 Perşembe
vedalaşmalar
Vazgeçişler
Vahim sonuçlar
Varlığını kaybedip özlemlemeler
Kar kış
Boşa bu yakarış
İsrar
Öpüşmeler
Göz yaşları
Ve kayıtsız duruşlara çarpan
O sımsıcak dokunuşlar
Belli ki gidiyor
Yolu yolun değil artık
Belli ki hiç fayda etmiyor
Dudaklarındaki sevdalı davetler
Bir son laf
Son bir dokunuş
Ve işte geldi çattı
Bedenler çoktan ayrıldı
Son kez ardından baktığında
Sokak üzerine çığ gibi düştü
Dönüp de yine o masaya baktığında
Boşluğu çoktan dolmuş
Kahkahalar ile
Yeni bir hikaye başlamıştı
Sokak artık boştu
Adımların hızlı
Gözlerin
Ah o gözlerin
Dediği dizeler kaldı kitabın arasında
Atmayı düşünüp te atamadığımin
O son sözü de
Unuttun
Şimdi
Çay içiyorum
Kendime hayret ederek
O gençlerin hikayesinde
Dizeleri atıyorum denize
Balık olup dönerler belki diye
02/01/2019
8 Haziran 2020 Pazartesi
Yolcu - Neşat Ertaş
Görünce dünyaya gönül verdin mi
Kimi böyük kim böcek kimi kul
marak edip heçbirini sordun mu
Bunlar neden nedenini sordun mu
İnsan ölür ama uruhu ölmez
Bunca mahlukat var heç biri gülmez
Cehennem azabı zordur çekilmez
Azap çeken hayvanları gördün mü
İnsandan doğanlar insan olurlar
Hayvandan doğanlar hayvan olurlar
Hepiside bu dünyaya gelirler
Ana haktır sen bu sırra erdin mi
Vade tekmil olup ömrün dolmadan
Emanetçi emaneti almadan
Ömrüyün bağının gülü solmadan
Varıp bir canana ikrar verdin mi
varıp bir cananın kulu oldun mu
Garip bülbül gibi feryat ederiz
Cehalet(cahiller) elinde küskün kederiz
Hep yolcuyuz böyle geldik böyle gideriz
Dünya senin vatanın mi yurdun mu
Neşet Ertaş
2 Haziran 2020 Salı
Sineson'lu Kirkor ile Kayakapı'lı Esat'ın torunları
Kayakapı’lı Esat
Kapadokya’da
Güzel atlara binerler gün boyu
Ürgüp’ün “Üç Güzelleri” nde buluşurlar
Aynı suyun
Aynı havanın
Aynı yolun yolcusuyken
Kirkor düşer yollara
Ailesini alıp ta Prokopi’ye, 1924 de...
Ama torunları tanışır tesadüfen
1984 de 70 yıl sonra İzmir’de...
İkisi de öğrencidir
Agop ile Bülent
Konuşurlar
Anlatırlar
Ve o güzel atlara binip giden
Dedelerini paylaşırlar
Ve şimdi Prokopi’den Ürgüp’e
Yazarlar birbirlerine
Yazarlar da ne yaZarlar...
İnsanlık
Dostluk
Hayat
Ve bir söz
“Şurdan gidek Ürgüp’e göçek”
Anılarla yaşam örtüşür böylece
Şiir olur dillerde, gönüllerde...
Agop ile Bülent
Artık kardeştirler...
Vicdanlarında ortak ülküleri ile....
1 Haziran 2020 Pazartesi
Otogarda Torunlarını Beklemek
24 Mayıs 2020 Pazar
Sütlaç, Covid 19 ve Ramazan Bayramı
Fırında Sütlaç Yapılışı İçin Malzemeler
- 1 litre süt
- 1 su bardağı şeker
- Yarım su bardağı pirinç
- 3 yemek kaşığı buğday nişastası
- 1 paket vanilya
- 2 su bardağı su
- Yarım su bardağı süt (nişastayı açmak için)
- Fırında sütlaç için öncelikle pirinci haşlayalım. Pirinçleri güzelce yıkadıktan sonra, 2 su bardağı su ile pişene kadar haşlayın. Çok az sulu kalacaktır.
- Diğer malzemeleri ekleyelim ve sütlacı pişirelim. Haşlanan pirinçlerin üzerine sütü, vanilyayı ilave edip kaynatın. Karışım kaynamaya başlayınca şekeri ve yarım su bardağı sütle karıştırdığınız 3 yemek kaşığı buğday nişastasını ilave ediniz. 10-15 dk daha kaynatıp altını kapatın.
- Sütlaçları fırına sürelim. Fırın için uygun ısıya dayanıklı sütlaç kaselerine sütlaçlarınızı paylaştırın. Tepsinize soğuk su doldurun ve sütlaç kaplarını fırın tepsinize dizin ( Tepsideki su sütlaç kaplarının yarısına kadar gelecek)Tepsiyi fırınınızın en üst rafına yerleştirin. 180 derecede, sütlaçlarınız kızarana kadar fırınlayın. Afiyet olsun.
-
E setler İle Aziz Yohannes’in Ürgüp’te Kesişen Hikayesi Esetler ve Aziz Yohannes’in hikayesi yaklaşık 300 sene önce Türk - R...
-
Bir aydır yazıyorum. Şiirlerimi, denemelerimi, gördüğüm yerleri ve anı kırıntılarını. Yazmak güzel bir şey. Paylaşmak da heyecanlı. G...