13 Ocak 2023 Cuma

Ankara'dan sesler



Ankara'dan iki kez uzaklara gittim para kazanmak için. İlk kez yola çıktığımda umutlarım geleceğe güneş gibi parlıyordu. 2. de umutlarım tedirginliğimin ardında bir yerde öylece duruyordu. Anadolu'nun tozlu yolları deyimi artık hayatımın orta yerinde türkü olmuş sesleniyordu. Türkü sever olmuştum. Her köyün yanından geçerken, ara yollardan giderken, yüreğim türkülerin hikayesi gibi hüzünlü, coşkulu, mutsuz, mutlu dönüp duruyordu. Dönme dolap gibiydi yani. Belki biraz absürd olacak ama çoktan anlamıştım aslında hayatın kendisi ile kendimin içinde ben arasında bir ilişki vardı ve ben bunu bulamıyordum. Aynı markanın farklı modelleri gibiydim. Ama özü aynı... Bu serüven dolu yıllar 3-4 yıllık periyodlarla yaşandı ve artık Ankara'dayım. Hep düşlerdim...Hep içimden geçen efsane Ankara'ya döndü söylemiydi. Ama efsane falan yoktu aslında, gerçekti yaşanılan. Bana ait...Benim olan. Alınterim ile bezenmiş yıllar. Şimdi birden geride kalıverdi. İnsan nasıl da unutuyor. Sanki yaşanmamış gibi. Bu hafıza kaybı ile aynı mı bilmem ama aklıma gelir bazen Bartın Yolu'nda ki ağaçların arasından süzülerek gidişim.... Kastamonu çıkışı geceye dönen kızıllığın içinde türkülerin esirliğinde yolu tüketişim...  Akşamın alacasında yalnız bir kentin içinde yalnız kalıp, çevremi kalabalıklaştırmam. Yazmam, yazmam ve dizeler arasında günleri,geceleri ve sonuçta ayları, yılları tüketmem... Bunları yaşadım, ama şimdi sanki yaşamamışım gibi de... Bir Rıdvan ağbi vardı. Hala öyle yazar çizer, yayınlar mesela... Telefonuma ilk kaydedişte Toner diye kaydettiğim Murat...Zor zamanların aykırı düşünceli dost adamı. Bir doktor, fedakar ve kamelyaya gelemeyince yokluğu hissedilen... İkiz kardeşler var..Mehmet ve Ali..Ya da Mehmet Ali.. Eğlenceli... Öğretmen evinin belki de her şeyi Yılmaz... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder