29 Temmuz 2015 Çarşamba

Şu Yağmur Meselesi


Şu yağmur meselesi
Oldukça canı sıkkın
Bir adamın
Yüreğini serinleten
O güzel tanelerin
Öpücüklerin gibi
Düşmesi var ya
Of of ne güzel ya!

07.11.2013

Karabük

Enine ve Boyuna




Enine ve boyuna
Zamanı
enine ve boyuna
yaşamak zordur.
Hüzünlüdür
Coşkuludur
Mutluluk geçer içinden
Ağlamaya başlar
Gülersin
Koşmaya başlar
Düşersin
Kapkaranlık bir odada
Işık saçarsın geleceğe
Ve sımsıkı sarılırsın
Sevdiğine
Özlemlere yelken açarak
Dönmek üzere…

23.11.2013

Ankara

Karaburun Yeni Liman'da Akşamüstü













Karaburun Yeni Liman

27 Temmuz 2015 Pazartesi

İnciraltı


İnsan hayatında önemli kareler, zamanlar, insanlar ve ortamlar vardır. Bunlar kişiyi karakterize eden, yönlendiren, hayata hazırlayan ve yönlendiren bir anlamı da içinde barındırır. Böyle bir anlamı vardır İnciraltı'nın. Aslında öğrenci yurdudur. Ülkemizin her yerinde olan diğer öğrenci yurtları gibi. Ama İnciraltı önemli kare olarak yer etmiştir burada kalan öğrencilerin hayatlarında. 1970'li yıllardan bu yana hizmet vermeye başlayan İnciraltı Atatürk Öğrenci Yurdu, yaşantımda önemli bir yeri olan ortamdır. Bu ortamda büyüdük. Aradan geçen yıllar, bizleri koparmak yerine birleştirdi. Her ortamda beraber olmaktan zevk alan farklı bölümde okumuş, farklı illerde yaşayan ve farklı kişilikleri olan bireyler olarak ortak bir karenin içinde yer almaya başladık. Mutlulukla, heyecanla geçen zamanı nasıl tükettiğimizi bilemeden bir sonraki buluşmayı özledik... İnciraltı ortam olarak gençlik yıllarımızı paylaştığımız insanlarla orta yaşımıza geldiğimiz bu zaman diliminde yeniden ve her daim genç kaldığımız özlemli ve heyecanlı güzel saatlerin karesi oldu. Zaman içinde birer birer azalmaya başladığımızda, gidenlerin ardından göz yaşlarımızı özlem ve sevgi ile döktüğümüz bir bütündü artık bizim için İnciraltı. 

Her sene İnciraltı'nda yurtta kalmak, kafeteryada kahvaltı etmek, kahvede oturmak, sohbet etmek, briç ve okey oynamak akşamları da hep beraber eğlenmek....Sahilde sabahlamak.. Artık aramızda çocuklarımız var.. Onlarda büyüdüler, evlendiler... Belki torun sahibi olanlarımız da var.  Ama değişmeyen tek gerçek de İnciraltı Kardeşliği. Ne güzel ki bu havayı bu sene 5-6 saat olsa da yaşayabildim. Gelirken heyecanlar geldim. Giderken utanarak gittim. Erken ayrılmak zorunda kaldığım için. Nedenim her ne kadar geçerli olsa da İnciraltı İçin bu bir neden olamayacağı açık aslında. 1982 de geldiğimden bu yana 33 sene geçmiş. Bu süreçte hep görüştüğüm, ara sıra görüştüğüm, az görüştüğüm, görüşemediğim, görüşmediğim, bildiğim, tanımadığım bütün arkadaşlarımla ve biraz da facebook un da yardımı ile İnciraltı Ortamını paylaşma fırsatını bulmak çok güzel bir şey. Sahip olunması, korunması ve asla incitilmemesi gereken kristal bir vazo gibidir İnciraltı Kardeşliği... 

Lafa söze girmek, onu bunu yazmak da gereksiz bu anlamda.. Her şey başladı ve bir arada güzel 2-3 gün daha paylaşıldı. Şimdi bunu sınırsızca, karşılıksız olarak, büyük bir özveri ve hoş görü ile paylaşmak, yaşatmak ve geleceğe taşımak adına selam vermeli, kucaklaşmalı. İnciraltı Kardeşliği o zaman bir bütün olarak kapsar bizi diye düşünüyorum. 

Bu 2-3 günlük İnciraltı Kardeşlik Bayramının yaşanması için emeği geçen her kese kalbi duygularımla teşekkür ederim. Sevgilerimle.. Özlemle ve Hep beraber her ortamda kucaklaşmanın keyfini uzun yıllar yaşayabilmek umuduyla.... 2016 da buluşmak üzere...


O Gün 1

    

O gün
Umutlarımızın intihar ettiği
Nehirdi,
Göz yaşlarımızın yanaklarımızda doluşu…
Agop Baba
Bak işte
Bende soyundum
Bu yalnızlığın korkunçluğuna,
haklıydın
Ama haklı olmak
Yetmiyor
İnsanın yaşadığıma
İşte yine sardı beni
Kollarıyla
Öptü
doyamadım ben ona,
O bana
Terk ettim sevdiceğimi
Karanlığa, geceye , umarsızlığa
Agop Agop
Sen değilmiydin
Yirminci yüzyılda
Sevgiler,
ancak bir dakika sürer diyen
Sen değilmiydin her şey
Karanlıkta kurşuna dizilir diyen
İşte yanıldın
Yanıldığını ben o gün
Sevdiceğimle yaşadım…
bedenimde hala
Tohumlarımı çapalayamayan
zavallı bir ihtiyar köylü gibi,
Yoksulluğumu yaşıyorum her gece


21.02.1990

Ne Dersin



Ne dersin
Ne dersin canım
Havanın güzelliğine
Gerçekten 
havamı güzel
Yoksa 
sevince mi

Böyle güzel 
geliyor 
insana

Agop




Agop efendi
Yoldaşım
Dostum
Gözyaşım
Seni bir gece
Kuzey rüzgarlarına
Yolcu ettiydim
Anacığının ak sütü gibi
Helal sana bu gecenin
Bütün serenatları
Yağmur havası var
söylenen
Şarkının adı uyum içinde
“narsisizma”

güzelleri ile dopdolu yaşam


Tatil Biter İş Başlar...


Derin bir oh çektiğin anda biten tatilse eğer, bol şans sana .... İş başlamıştır. Emekli değilsen...Tatil sonrası çalışmak, çalışmaya çalışmak ve çalışmaya alışmak gibi aşamalar; zaten adı pazartesi sendromuna çıkmış, o malum günde olur her zaman. Ama harcadığın paraların hesabını yaptığın gün Salıdır. Çarşamba zaten hafta bitse modundasındır. Perşembe artık ödeme planları ile iş planlarının karıştığı gündür. Cuma ise geç tatil gibidir. Hafta sonu tatili kurtarıcındır. Adeta uzaydan gelmiş astronot gibi geçici alanda bir haftan durup, dünyaya dönersin artık. Eh hadi bakalım kolay gelsin o zaman. Çalışmak bizim işimiz deyip, hafta sonunda tatil modunu iş moduna çevir... Pazartesi yeni bir sayfa ile gelir yaşantın üzerine. Tatil geride kalır, gelecek eline uzattığın yerdir artık.  

Gidiyor yaşam
Müdahale etmek istesen de
Müdahale etmesen de
Mutlu musun
Üzgün müsün
Dolu dolu yaşıyor musun
Ya da oturmuş
Umarsız
Ağlıyor musun
Belki de kaldırsan yerden
Ayaklarını ileriye doğru
Yetişeceksin
Ama nereye dosdoğru
En iyisi mi
Bilemedim…

26.07.2012
karabük



22 Temmuz 2015 Çarşamba

Can Sıkıntısı...Tatil ve Hayatın Gerçekleri Üzerine ...


Koca bir yıl çalışıp, tatile gelince her şeyden uzak kalıp, kendine yakın olmak için çabalıyorsun. Ailen, arkadaşların ve alışkanlıkların arasında gidip gelirken de günler hızla tükeniyor.. Alışkanlıklar kısmında haliyle rutin olarak yaptığım işler var. Sabahları kalkıp Mordoğan Yeni Liman'da balıkçı teknelerinin durduğu küçük marina da 4-5 tur atmak. Her tur yaklaşık 800 metre.  Bir çok tanıdık yüzle yaklaşık 1 saatlik sabah sporundan sonra, köy içinde yer alan bir zamanların balıkçı kahvesi olan Sim Cafe'de sabah çayı ve gazetelerini okumakla alışkanlıklar devam eder. Sim Cafe'de çalışanlar değişmez, gelen müşteriler aynıdır. Yıllardır hapis oynayan(bir çeşit tavla oyunu)2 esnafı hep görürüm. Aynı heyecan ama yaşlanan bedenlerde cabası. Gazeteyi aldığım marketi artık yaşlanan karı koca iki insan çalıştırmaktadırlar. Ve sabah ekmek, börek, kurabiye vb. ise fırından alınarak evin yolu tutulur. Bu günlük tek başıma kendime yakın olduğum bölümdür aslında. Şiirler, kitaplar ve gazeteler arasında geçen yolculuk güzeldir ama zaman sınırlıdır. Deniz kenarında hafif hafif esen meltem ile çay içmek keyiflidir. Tatil aslında biraz da gündemden uzaklaşmaktır. Ailene yakın olmaktır. Arkadaşlarına yakın olmaktır. Gezmektir, eğlenmektir. Ve tabi ki okumaktır. Okumakla başlar her şey. Okumakla insan medeni olur. Okumakla insan olunur. Ama anlamak, yorumlamak ve iyi bir ahlaka sahip olmak da bunu tamamlar. Bunları düşünmeye fırsat bulmadığın zaman tatil seni içine almıştır. Düşünmeye ve kaygılanmaya başladığın zaman ise hayatın gerçekleri seni rahatsız etmektedir. Kaygılar, hüzün ve belirsizlikler ile düşünürsün...


Kendini düşünmekten, kendine dönmekten vazgeçip, aileni düşünürsün. Ülkeni düşünürsün. Geleceği düşünürsün. Ve artık tatil anlamsızlaşır hayatın gerçekleri karşısında.... Hayat senin tasarladığın ile yaşadıkların arasında gidip gelir... Ve sen bu anlamda tüketirsin tatili. 

Can sıkıntısıdır aslında tüm bu durum. 35 genç, kardeşlerine oyuncak götürdükleri yolda katledilmişlerdir. Güler yüzleri, umutları, hayalleri hepsi kalmıştır... Sen ve onlar arasında hüzünlü bir yoldur yaşananlar. Umutlanmak isterken, umutsuz bir duygunun suratına çarpması ile okursun genç yaşamların hayatlarını. Hüzünlenirsin... Ailenle, arkadaşlarınla sadece bunu konuşur ve çaresizliğini hissedersin. Artık onlar güler yüzleri ile ışıklar içindeler. 



Şiirlerin İsimleri



iyi akşamlar dediğiniz yerden
şiir yazdım,
gün ışığı…
akşam saatlerinin
ilk ve son hecelerini
sırtıma yükledim,
kum taneleri gibi var yok
bir damla gözyaşı …
bu benim öyküm
görmüyorum gökyüzünü,
hasretim
bilmem kimlere…
rüzgarlarla gelir
bahar şarkıları…
dostluk ve sevgiye
her saat ve her an
akan yüreğim,
hep ortasında hayatın…
yamansınız dostlar
neydi bu ITHAKA
anlamadım...
beni ara
bir adres, belki dağlar,
bir dosta ağıt
o gece sonbahar…

26.01.2015 Karabük



21 Temmuz 2015 Salı

Suruç ve Güzel Çocuklar





Ne demeli ne yazmalı... Çocuklara kıymayın...insanları öldürmeyin. güler yüzleri ile her biri geleceğe umut olacak canları yok etmeyin... Suruç'ta Katliam var....