Bartın Yolu'nda geçen günlerin fotolarını paylaşmanın zamanı geldi. Yolun İki tarafının ağaçlarla çevrelenmiş olmasının her mevsim görülmesi gereken manzaralarını kaçırmayın. Çünkü bu manzara sizi başka bir güzelliğe doğru götürür...Yolunuz Bartın'dan da geçip Amasra'ya doğru yol alırsanız, balık, deniz ve sohbetin, rakı ile ile demlenmiş büyük sözünü dinleyebilirsiniz. Tabi Karabük üzerinden gitmeniz gerek. Bu yolun yeşillikleri arasından geçebilmeniz için.
Anı yaşamak üzere yürüdüğünüz yolda, geçmişten yağmur damlaları gibi düşen cümleler sizi nerelere ulaştırır, bilinemez...Bilinen tek gerçek ise hakikatin kelimelerin tınısında gizlenmiş olabileceğidir.
28 Ağustos 2015 Cuma
23 Ağustos 2015 Pazar
Daha Gidecek Yolumuz Var
daha
gidecek yolumuz
yazacak fikrimiz...
paylaşacak
günlerimiz var
dedi Agop...
vurdu şaraba...
sildi ağzını
gömleğinin koluyla...
şöyle baktı denize
doğru...
martıların sesinden
çıt yoktu...
oysa çokta olduydu
bu sessizlik…
balığa çıkan
teknelerin dönmesini beklerken ,
yazdıklarını
boşalttığı şarap
şişesine koyup...
ağzını doldurarak
küfür etti
her zamanki gibi...
denize bıraktı...
ulaşırdı belki de
karşı kıyıdaki
sevdiğine
mart 2015 Karabük
22 Ağustos 2015 Cumartesi
Turgut Uyar'ın Anısına .... Senfoni....
Önce sesin gelir aklıma
Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm
Güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçli
Sonra cumartesi günleri gelir
Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum
Bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak.
Kırk kere söyledim bir daha söylerim
Savaşta ve barışta, karada ve denizde,
Düşkünlükte ve esenlikte
Zamanımız apayrı bize göre
Yanyana olduk mu elele
Aç kalsak ağlamayız biliyorum.
İçim güvercinleri okşamış gibi rahat
Sen yanımdayken ister istemez
Geniş meydanlarda akşam üstleri
Üstüste üç kere deniz, üç kere çınarlar.
Sen yanımdayken ister istemez
Uzak ırmakları hatırlıyorum.
Arasıra düşmüyor değil aklıma
Yabancı kadınların sıcaklığı
Ama Allah bilir ya, ne saklıyayım
Yanında ihtiyarlamak istiyorum...
Turgut Uyar....
21 Ağustos 2015 Cuma
Kılıç Gibi
aldım geceyi
saklandığı yerden çıkarıp
aramıza
bir kılıç gibi
ellerimle koydum…
ne pratik bir zekam var
nede aptalım ama
gel gör ki
gece
yan yatmış
ve indi gündüze
güzelliğin
paylaşılan
zamanını aldı
benim
çaresiz şaşkınlığımdan
23/07/1989
20 Ağustos 2015 Perşembe
Roma 'da Sokak Sürprizleri
Roma'da ki tüm sokaklarda sürprizlerle karşılaşırsınız. Şehrin her tarafında tarih farklı akar kendinizi bırakırsanız. Aslında kıyafetleri, hareketsiz ama sizinle göz teması kuran duruşları ile oldukça etkilerler. Gülümser gibidirler, somurturlar ya da kendilerinden geçmiş bir haldedirler. Ama yaşamın içinde Roma'da sizinle ilgilidirler. Parlak kıyafetleri aykırı gibi dursa da oluşturdukları konsept ile Roma Sokaklarının sürpriz hareketsiz aktivitesidirler. Sanırım bir euro vermeden geçmezsiniz :)
18 Ağustos 2015 Salı
Sıcaktan Soğuğa Doğru
Sıcaktan bunalmış ve havaların serinlemesini istiyor olabilirsiniz. Sonbaharın serinliği, yağmurları derken kış geldiğinde de soğuktan ve koşullardan şikayet etmeye de meyilli olduğunuzu düşebiliriz. Bolu Gölcük... Siz bu olanağı her sene sağlamaya hazır olarak Kartalkaya tarafında sizi bekleyen bir yayladır.
Kitap Okuyalım ve Öneriler
Kitap okumak bizim kuşağın en temel ihtiyacıydı. Kitabevine gider uzun uzun kitapları inceler ve mutlaka bir kitap alıp çıkardık. Buluşma yerlerimiz kitap evleriydi. Doğum günlerimizde istediğimiz kitapları nazımız geçen arkadaşlarımıza aldırırdık. Hatta kitap değiş tokuşu yaparak okuyup, üzerinde konuşmak önemli bir gündemdi bir zamanlar. Haliyle kuşaklar arasında tercihler değişiyor. Ama bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olabilmek olanaksız. Bilginin elde edileceği yerde kitaplar doğal olarak. Ancak teknoloji artık bize e-kitap olanağı da sunmaya başladı. Aynı tadı aldığımı söyleyemem. Bununla beraber önünde durulamaz bir güç teknoloji. Doğru kullanmak faydalı tabi ki. Teknoloji doğru kullanabilmek için de yine de ne okuyacağız sorusu gündemde. Bu konuda her yaşta kitap okumak en güzel şey olduğuna inananlardanım. Gençleri de inandırdığımız ölçüde geleceğimize daha güvenli bakacağımızı düşünüyorum. O nedenle özellik lisede okuyan genç kuşak için çeşitli yazarların önerilerini size aktarmak istiyorum. Umarım bu kitapları edinir ve okursunuz sevgili gençler...Ve her daim genç kalanlar..Kitap okuyanlar..
Ahmet Ümit'in önerdikleri :
* Küçük Prens ..Antoine de Saint Exupery
* Memleketimden İnsan Manzaraları .. Nazım Hikmet
* Binbir Gece Masalları
* Alemdağ'da Var Bir Yılan .. Sait Faik Abasıyanık
* Bereketli Topraklar Üzerinde .. Orhan Kemal
* Damda Deli Var .. Aziz Nesin
* İnce Memed .. Yaşar Kemal
* Don Kişot .. Cervantes
* Suç ve Ceza .. Dosteyevski
* Günlerin Köpüğü .. Boris Vian
Semih Gümüş'ün önerdikleri :
* Malte Laurids Brigge'nin Notları .. Rainer Marie Rilke
* Dönüşüm .. Kafka
* Çavdar Tarlasındaki Çocuklar .. J.D.Salinger
* Fareler ve İnsanlar .. jonh Steinbeck
* Sineklerin Tanrısı .. William Golding
* Kırmızı Pazartesi .. G.G.Marquez
* Eve Dönmenin Yolları .. Alejandro Zambro
* Son Şiirler .. Nazım Hikmet
* Kuşlarda Gitti .. Yaşar Kemal
* O/Hakkari'de Bir Mevsim .. Ferid Edgü
Doğu Yücel'in önerdikleri :
* Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında .. Haruki Murakomi
* Otostopçunun Galaksi Rehberi .. Douglas Adams
* Yeraltından Notlar .. Dostoyevski
* Kozmos .. Carl Sagan
* Yürek Söken .. Boris Vian
* Kasabanın En Güzel Kızı .. Charles Bukowski
* Çavdar Tarlasındaki Çocuklar .. Solinger
* Yazma Sanatı .. Stephan King
* Fahrenheit 451 .. Ray Brad Bury
* Beni Asla Bırakma .. Kozmo İshiguro
14 Ağustos 2015 Cuma
Geçmişteki Bir Olaya Geçmişte Yazılmış Bir Mektup
Sevgili Irmak-,
Gecenin alışılmış ritmini bozan çığlık,
Ölüm sözcüğünün kurşuna dizilişidir “O” duvarın dibinde…
Çığlığın ürküttüğü umarsız suskunluk,
Öğrenecem mi seslerin tınısını?
Helal Olsun ! Canım kardeşim.
Kanadına bindir bizi
Ağırlığımıza rağmen, yeşerttiğin çiçeklerle…
Üstün’ün bütün
karşı çıkışlarına rağmen, bu şiiri ürettik size (sana). Ankara’dayız ve yaşam tekerleksiz bir kütlenin düz olmayan
bir zeminde sürüklenişi gibi örseleyici.
Ulan
hıyar sana mektup yazmakta ne kadar zorlanıyoruz. Esat duygularımızı tam
yansıtamadığımızdan bahsediyor. Bense her birimizin sana ilişkin duygularını
ayrı ayrı yazması düşüncesindeyim. Akif ise bu mektubu yazma konusundaki
tartışmalarımızı sana yazmamızı öneriyor. Caner her zaman ki düşünüyor.(düşünme
molası)Her gün yanı başımızdan umarsızca geçip giden coşkusuz rüzgarın (çok seviyorum şu coşku lafını) geri dönüp
olanca gücüyle yüzümüze çarpmasıydı senin haberin.
Sendeledik
(Caner uzun suskunluk döneminden sonra cikletlerin içinden çıkan şiirleri
aratmayacak şeyler söylemeye başladı). Esat karşımda bütün haşmetiyle oturuyor.
Düşündüğümüzü düşünerek düşündük ki düşünmemiz gerek.(Ne anlama geliyorsa) Akif
“ Herkes bir Atasözü yazsın “ dedi. Benim netliğim karşısında bu adamların
belirsizliğini bilmem anlayabildin mi?(bana ithaf) Bu lafın ardından protesto
gösterileri ile karşılandım. Bunları aşağıda bulacaksın. Akif’ten “bir kadın
seni boynuna taktığın fular(fular kavramı üzerine bir tartışma açıldı. Akif ona
yemeni bozuntusu diyor. Esat’a göre ise Üstün’ün aksesuarı. Bu arada Esat bir
gerçeğe parmak bastılar. “mektup konusu da fular pardon Üstün olmaya başladı”
dedi. Tekrar (söze dönüldü) dan çekip netliğin yüce ağacına bağladı. Sen orada
otlanıyorsun. Caner’den “ öyle bir netlik ki bukalemun netliği, rengi bile
belli değil fuları gibi.” Esat’tan “yağmurlu bir havada yerin kuruluğunu iddia
eden bir netlik” Bu söylediklerini hiç üzerime alınmadım. Aslında bu adamların
temel sorununu ben biliyorum. Bu da yoğun bir cinsel açlık. Kadınların
lokavtına yenik düştüler. Irmak Kardeş, şu anda hem saçmalıyoruz, hem de bu
saçmalıklarımıza kahkahalarla gülüyoruz. Ciddileşme kararı aldık. Ulan Kıl vay
anasını lan ! yukarıda aldığımız ciddileşme kararı terörist bir eylemle
bozuldu. Büyük bir coşkuyla mektuba başladık ama kolektif bir şeyler üretme
alışkanlığımız olmaması sonucu ortaya özgün bir saçmalık çıkarttık. Aslında
sana ciddi ciddi şeylerden bahsetmek
istiyorduk fakat kendi içimizdeki karamsarlığın
ve coşkusuzluğun bir kez daha çarpıcı biçimde ayrımına vararak işi
gırgıra döktük. Anlıyor musun ?
Sizlerin
eyleminizi yürekten destekliyoruz ve bu şiiri size atfediyoruz.
Selam
olsun sizlere….
AKİF ESAT CANER ÜSTÜN
NOT : Yukarıdaki şiirin dizeleri
hepimize aittir, hangi dizelerin kimin tarafından yazıldığını bulunuz.
13 Ağustos 2015 Perşembe
Tara
Tara
Tara
Tara
Saçını
Ağla ve
Ağlat
Gözlerinin
Anlamsız
Bakışlarını
Yak
Bir tutam
Dedemin
Umutlarını
Kar Taneleri
Son baharda uğurladım
Bahar dalı olmuş
saçlarını
Gözlerinde
Büzülmüş
Bir torbanın
İçindeki anılar
Yılları tüketip
Umarsızca eridiler
Kar taneleri gibi
Satır Arası
Satır
Aralarında
Yatıyor
Uslanmaz
Bir öfke gibi
Sana olan
Özlemim
Cümle başlarında hep
Seni sevdiğim
Yazılı
Sekiz sütuna
Manşetten giren
Haber gibi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
E setler İle Aziz Yohannes’in Ürgüp’te Kesişen Hikayesi Esetler ve Aziz Yohannes’in hikayesi yaklaşık 300 sene önce Türk - R...
-
Bir aydır yazıyorum. Şiirlerimi, denemelerimi, gördüğüm yerleri ve anı kırıntılarını. Yazmak güzel bir şey. Paylaşmak da heyecanlı. G...