Ankara'dan iki kez uzaklara gittim para kazanmak için. İlk kez yola çıktığımda umutlarım geleceğe güneş gibi parlıyordu. 2. de umutlarım tedirginliğimin ardında bir yerde öylece duruyordu. Anadolu'nun tozlu yolları deyimi artık hayatımın orta yerinde türkü olmuş sesleniyordu. Türkü sever olmuştum. Her köyün yanından geçerken, ara yollardan giderken, yüreğim türkülerin hikayesi gibi hüzünlü, coşkulu, mutsuz, mutlu dönüp duruyordu. Dönme dolap gibiydi yani. Belki biraz absürd olacak ama çoktan anlamıştım aslında hayatın kendisi ile kendimin içinde ben arasında bir ilişki vardı ve ben bunu bulamıyordum. Aynı markanın farklı modelleri gibiydim. Ama özü aynı... Bu serüven dolu yıllar 3-4 yıllık periyodlarla yaşandı ve artık Ankara'dayım. Hep düşlerdim...Hep içimden geçen efsane Ankara'ya döndü söylemiydi. Ama efsane falan yoktu aslında, gerçekti yaşanılan. Bana ait...Benim olan. Alınterim ile bezenmiş yıllar. Şimdi birden geride kalıverdi. İnsan nasıl da unutuyor. Sanki yaşanmamış gibi. Bu hafıza kaybı ile aynı mı bilmem ama aklıma gelir bazen Bartın Yolu'nda ki ağaçların arasından süzülerek gidişim.... Kastamonu çıkışı geceye dönen kızıllığın içinde türkülerin esirliğinde yolu tüketişim... Akşamın alacasında yalnız bir kentin içinde yalnız kalıp, çevremi kalabalıklaştırmam. Yazmam, yazmam ve dizeler arasında günleri,geceleri ve sonuçta ayları, yılları tüketmem... Bunları yaşadım, ama şimdi sanki yaşamamışım gibi de... Bir Rıdvan ağbi vardı. Hala öyle yazar çizer, yayınlar mesela... Telefonuma ilk kaydedişte Toner diye kaydettiğim Murat...Zor zamanların aykırı düşünceli dost adamı. Bir doktor, fedakar ve kamelyaya gelemeyince yokluğu hissedilen... İkiz kardeşler var..Mehmet ve Ali..Ya da Mehmet Ali.. Eğlenceli... Öğretmen evinin belki de her şeyi Yılmaz...
Anı yaşamak üzere yürüdüğünüz yolda, geçmişten yağmur damlaları gibi düşen cümleler sizi nerelere ulaştırır, bilinemez...Bilinen tek gerçek ise hakikatin kelimelerin tınısında gizlenmiş olabileceğidir.
13 Ocak 2023 Cuma
aynı yerde duruyorsan
Aynı yerde durduğunda
Yollar,
kaldırımlar
Ve dükkanlar
Değişiyorsa
Yaş alıyorsundur kardeşim
Kıymetini bil
O biriktirdiğin
Gazete sayfası değil
Hayattır hayat
Senin hayatın
Senin özlemlerin
Hüzünlerin
Sevinçerin
Başardıkların
Başaramadıklarındır
İsimler vardır
İstediğinde olmayan insanlar vardır
Hüzünlendiğinde olur
Kahkaha ile güldüğünde
Bir ipi sarar gibi yumak da olursun
Lime lime doğranmış bir et parçası gibi de
Hepsi sensin be
Korkma
UZat elini
Dokun
Bırak yansın ellerin
Hisset ki acısını
Yüreğin gümbür gümbür
Çalsın davulları
Hayde
Seslen şöyle keyiflice
Yaşa kardeşim yaşa
Hisset hayatı
Bak şöyle ufka doğru
Tüm tutkunla
Hırsla
Umutla
Coşkuyla
Kolkola at adımını
Değiş be kardeşim sende değiştir
Olan biten hayatını
21/09/2017
Ankara
12 Ocak 2023 Perşembe
Geçmişten Geleceğe Gelen Kupa
Yaprak gibi
sararmış bir gündü...
Pencerenin önünde
hayalini bırakıp,
sonsuzluğa
özlemler içinde
yola çıktığında
henüz 35 yaşındaydı.
Belki de
son kez
geldiğini bilmeden
ve geleceğe ulaşacağından
habersiz
bir kupayı
bırakıp gitti
aslında.
kimse bilemezdi
küçük bir can
küçük bir can olup
o kupadan
süt içtiğinde
aradan 30 yıl geçmişti
ama sanki bir el
bir dokunuş
bir sesleniş
bir nefes
ve bir insandan bir insana
geçmişten geleceğe
bir kupa ile
bir yaşam
ne varsa bildiği
gördüğü
yaşadığı
sevgiyle sarmalanıp
o küçük cana ulaşmıştı.
o gün
hayat yenilendi
gözler gülümsedi
göz yaşları ile
yol çiçeklere bezendi
ve o küçük
adımladı
koşarak
coşarak
ve gülümseyerek
geçmişten geleceğe bakarak....
Yağmur Dizelerimi Islattı
Bu sabah
yağmur
dizelerimi ıslattı
Özlem dolu
Eh biraz da hüzünlü
Ekim ayının
İlk günüydü
Bulutların
Karnı dolmuş
Umutlar karanlık bir odaydı
Rüzgar yağmur tanelerini
Getirdiğinde dudakların
Doğuyordu bedenimde
Hayalmiş dememek isterdim
Ama odadan çıkıp da
Kuş seslerinde ıslanıp
Yollarda yürüdüğüm
O an da
Düştün aklıma
Özlemişim
Ve bir kere daha anladım ki
İyi ki sevmişim
02/10/2017
Ankara balkon
Yine Baktım Sana
Yine
Baktım sana
Yüreğimdeki yanan son mumdaki
Silüetine...
Mermere yazılmış ismini
Hüzünle
Özlemle
Okudum yine!!
Gözyaşlarım...yine!!
Ve su döktüm yüreğime ...
sönmeyen ateşe...
Öylece bıraktım yine!!
Çam ağaçlarının gölgesine
Sevgiyle
06/10/2017
Ankara
10 Ocak 2023 Salı
adım adım geldik
Adım adım geldik
Birer birer çoğaldık
Tanıştık
Yedik içtik paylaştık olan biteni
Çalıştık
Kaytardık
Zaman oldu sabahları gördük
Kah eğlencesine
Kah ders çalışma çabasına
Gençtik delişmendik
Bazen zor anlaşır
Bazen sımsıkı sarılırdık
Dargınlıklarımız bile güneşi görmezdi
Odalara dağıldık
Ama koca bir mahalle gibiydi
Yaşadıklarımız
İnciraltındaydık
İnciraltılıydık
Ve hesapsız bir yolun yoldaşlarıydık
Çoğalmıştık
Çoktuk be kardeş
Öyle bir iki değil
Ağzımızı doldura doldura
İnciraltıydık
Yılları peşimize taktık
Haykıra haykıra
Paylaşıyorduk
Hayatı anıları ve inciraltı kardeşliğini
Yapmayın be
Olur hiç demeden
Ne varsa ortada
Birer motifti
Şimdi eksiliyoruz birer birer
Gidenler
Gitmiyorlar
Yüreklerimizde
17/08/2017.
Bülent Esatoğlu
"Erdoğan Limoncuoğlu" ışıklar içinde uyu...
Yağmur
Bugün günlerden yağmur
Bugün alabildiğince yürüyor
Duygularım
Dokunduğum her su birikintisinde
Haykırıyorum
Bahar dallarına erkenden dönen
Çiçeklerin tomurcuklarında
Yeni hayatların başladığını
Yeni ümitler
Yeni bir düşünce
Ve her halinden belli
Sımsıcak sarılmalarla dopdolu
yağmur damlalarının
Yoluma düşen seslerinde ki
Sevişmelerimiz
25/02/2018
Sokakta
Ürgüp'lü Kirkor
Kirkor, ustası yaşlandığı için berber dükkanını kendisi işletmeye başlar. Ancak ne yapsa ne etse de zar zor geçimini sağlamaktadır. Terzi Anabel'in kızı Estelya ile yaşadıkları aşk onu ayakta tutmaktadır. Temenni Tepesinde buluşup, geleceğe dair planlar yaparlar. Esat ise Ürgüp'te bildik tanıdık kim varsa Ürgüp'lü Kirkor'a götürmektedir. Kirkor yeterince para biriktirir. Estelya ile Temenni Tepesindeki kır kahvesinde düğün yaparak evlenirler.
30 Aralık 2022 Cuma
Hedefiniz Olmalı
Hedefiniz olmalı. Hayatınız size verilen hor görüp, harman savurduğunuz bir mecra olmamalı. Çünkü insan olmanın gereği, bir hedefiniz olmalı mottosudur.
29 Aralık 2022 Perşembe
Kapılar
Kapılar...
Hayatın önü ve ardı gibidir...
Belki de hayatın ve
ölümün arasındaki meçhul çizgidir...
Başlı başına bir zıtlığın sınırı gibi de durur
siyahla beyaz arasında...
Umut dur yerine göre;
hiçlikten çokluğa,
gönül zenginliğine ulaşır
açmasını bilene...
Ve o kapılar kültürümüzün de
yaşadığımız özelliklerinde
yansıması gibidir bir bakıma...
Agop seslenir yine de...
Şair der ki;
"giden bir dostun arkasından
kapıyı kapat ki sıcaklığı içerde kalsın...
Sonuçta kapılar vicdanımızın anahtarıdır
ve açarları kayıp olsa da
bulur o açarları gönüllerin sultanı..
Kapı ilahi bir aşkın sırrını gizler
ve bulmaya çalışır
"hamdım piştim elhamdurullah " diyerek ,
o aşkın hikmetini...
Sevgili kardaşım gönderdiydi bu albümü bana sağ olsun ...
Şimdi o da çeker durur
vicdana ulaşan
kapıların
hayatın içindeki renklerini..
Sevgiler ..
Teşekkürler
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
E setler İle Aziz Yohannes’in Ürgüp’te Kesişen Hikayesi Esetler ve Aziz Yohannes’in hikayesi yaklaşık 300 sene önce Türk - R...
-
Bir aydır yazıyorum. Şiirlerimi, denemelerimi, gördüğüm yerleri ve anı kırıntılarını. Yazmak güzel bir şey. Paylaşmak da heyecanlı. G...