15 Ocak 2023 Pazar

Büyük Ada Söylenceleri 1


 Agop, kardeşim....

Şimdi geldik balıktan
Hakikate ramak kala çıktı rüzgar
Oturduk şiir tadında sofraya
Rakının dibini, insanın içini gördük
Yalanına dolanına kaytarmadan
Aklı hikmete selam durduk
Kuvvetle muhtemel
Güzelliği yine insanda
İnsanın ta içindeki
Vicdanda bulduk...da diyemem ama
Bulmaya çalıştık be vre
Hadi rast gele....
01.06.2022
Büyük ada söylenceleri 1

Sineson'lu Kirkor ile Kayakapı'lı Esat



Kayakapı’lı Esat
Kapadokya’da
Güzel atlara binerler gün boyu
Ürgüp’ün “Üç Güzelleri” nde buluşurlar
Aynı suyun
Aynı havanın
Aynı yolun yolcusuyken
Kirkor düşer yollara
Ailesini alıp ta Prokopi’ye, 1924 de...
Ama torunları tanışır tesadüfen
1984 de 70 yıl sonra İzmir’de...
İkisi de öğrencidir
Agop ile Bülent
Konuşurlar
Anlatırlar
Ve o güzel atlara binip giden
Dedelerini paylaşırlar
Ve şimdi Prokopi’den Ürgüp’e
Yazarlar birbirlerine
Yazarlar da ne yaZarlar...
İnsanlık
Dostluk
Hayat
Ve bir söz
“Şurdan gidek Ürgüp’e göçek”
Anılarla yaşam örtüşür böylece
Şiir olur dillerde, gönüllerde...
Agop ile Bülent
Artık kardeştirler...
Vicdanlarında ortak ülküleri ile....
02/06/2019

geçmişten bir koltuk



Geçmişten

Yalnızlığını yaşayan bir sokakta

Kırmızı koltuk

Bekliyor seni

Gelir misin? bilmem

Hatırlar mısın?

Artık çok gerilerde kaldı

Unutmuş da olabilirsin...

Hatırlatayım desem

Bütün enerjisi tükenir

Yaşanmışlıkların

Yaşananların

Ve yaşanacakların..

Belki sabahın serinliğinde

O sokağa gidip

Üç beş adım atarsan

Her şey canlanır yine

Ya da ne bileyim

O kırmızı koltukta

Üç beş anı hala

Beklemektedir

Eh artık gerisi

Sana kalmış

Bana kalmış

Hayata kalmış

Hava serin

Yine de sen

Al üzerine bir şeyler...

2 koltuk, Abant



 


Hey Olric....

Bugün hava sıcak mı

Evet efendimiz...

Ama ben bir gölge buldum

Kitap okuyorum...

Hey Olric...

Kahveni aldın mı...

Alamadım efendimiz

Çay içeceğim senin gibi

O da güzel..

Hey Olric...

Ne okuyorsun bakalım

Beyoğlu Rapsodisi efendimiz

Hadi bakalım

Arada sırada

çiçekleri sulamayı unutma...


13 Ocak 2023 Cuma

Ankara'dan sesler



Ankara'dan iki kez uzaklara gittim para kazanmak için. İlk kez yola çıktığımda umutlarım geleceğe güneş gibi parlıyordu. 2. de umutlarım tedirginliğimin ardında bir yerde öylece duruyordu. Anadolu'nun tozlu yolları deyimi artık hayatımın orta yerinde türkü olmuş sesleniyordu. Türkü sever olmuştum. Her köyün yanından geçerken, ara yollardan giderken, yüreğim türkülerin hikayesi gibi hüzünlü, coşkulu, mutsuz, mutlu dönüp duruyordu. Dönme dolap gibiydi yani. Belki biraz absürd olacak ama çoktan anlamıştım aslında hayatın kendisi ile kendimin içinde ben arasında bir ilişki vardı ve ben bunu bulamıyordum. Aynı markanın farklı modelleri gibiydim. Ama özü aynı... Bu serüven dolu yıllar 3-4 yıllık periyodlarla yaşandı ve artık Ankara'dayım. Hep düşlerdim...Hep içimden geçen efsane Ankara'ya döndü söylemiydi. Ama efsane falan yoktu aslında, gerçekti yaşanılan. Bana ait...Benim olan. Alınterim ile bezenmiş yıllar. Şimdi birden geride kalıverdi. İnsan nasıl da unutuyor. Sanki yaşanmamış gibi. Bu hafıza kaybı ile aynı mı bilmem ama aklıma gelir bazen Bartın Yolu'nda ki ağaçların arasından süzülerek gidişim.... Kastamonu çıkışı geceye dönen kızıllığın içinde türkülerin esirliğinde yolu tüketişim...  Akşamın alacasında yalnız bir kentin içinde yalnız kalıp, çevremi kalabalıklaştırmam. Yazmam, yazmam ve dizeler arasında günleri,geceleri ve sonuçta ayları, yılları tüketmem... Bunları yaşadım, ama şimdi sanki yaşamamışım gibi de... Bir Rıdvan ağbi vardı. Hala öyle yazar çizer, yayınlar mesela... Telefonuma ilk kaydedişte Toner diye kaydettiğim Murat...Zor zamanların aykırı düşünceli dost adamı. Bir doktor, fedakar ve kamelyaya gelemeyince yokluğu hissedilen... İkiz kardeşler var..Mehmet ve Ali..Ya da Mehmet Ali.. Eğlenceli... Öğretmen evinin belki de her şeyi Yılmaz... 

aynı yerde duruyorsan



Aynı yerde durduğunda
Yollar, 
kaldırımlar
Ve dükkanlar
Değişiyorsa
Yaş alıyorsundur kardeşim
Kıymetini bil
O biriktirdiğin 
Gazete sayfası değil
Hayattır hayat
Senin hayatın
Senin özlemlerin
Hüzünlerin
Sevinçerin
Başardıkların
Başaramadıklarındır
İsimler vardır
İstediğinde olmayan insanlar vardır
Hüzünlendiğinde olur
Kahkaha ile güldüğünde
Bir ipi sarar gibi yumak da olursun
Lime lime doğranmış bir et parçası gibi de
Hepsi sensin be
Korkma
UZat elini
Dokun 
Bırak yansın ellerin
Hisset ki acısını
Yüreğin gümbür gümbür 
Çalsın davulları
Hayde
Seslen şöyle keyiflice
Yaşa kardeşim yaşa
Hisset hayatı
Bak şöyle ufka doğru
Tüm tutkunla
Hırsla
Umutla
Coşkuyla
Kolkola at adımını
Değiş be kardeşim sende değiştir
Olan biten hayatını

21/09/2017
Ankara

12 Ocak 2023 Perşembe

Geçmişten Geleceğe Gelen Kupa

Yaprak gibi 
sararmış bir gündü...
Pencerenin önünde 
hayalini bırakıp, 
sonsuzluğa 
özlemler içinde 
yola çıktığında 
henüz 35 yaşındaydı. 
Belki de 
son kez 
geldiğini bilmeden 
ve geleceğe ulaşacağından 
habersiz 
bir kupayı 
bırakıp gitti 
aslında. 
kimse bilemezdi
küçük bir can
küçük bir can olup
o kupadan
süt içtiğinde
aradan 30 yıl geçmişti
ama sanki bir el
bir dokunuş
bir sesleniş
bir nefes
ve bir insandan bir insana
geçmişten geleceğe
bir kupa ile
bir yaşam 
ne varsa bildiği
gördüğü
yaşadığı
sevgiyle sarmalanıp
o küçük cana ulaşmıştı.
o gün 
hayat yenilendi
gözler gülümsedi
göz yaşları ile
yol çiçeklere bezendi
ve o küçük 
adımladı
koşarak
coşarak
ve gülümseyerek 
geçmişten geleceğe bakarak....

Yağmur Dizelerimi Islattı

Bu sabah 

yağmur 

dizelerimi ıslattı

Özlem dolu 

Eh biraz da hüzünlü

Ekim ayının

İlk günüydü

Bulutların

Karnı dolmuş

Umutlar karanlık bir odaydı

Rüzgar yağmur tanelerini

Getirdiğinde dudakların

Doğuyordu bedenimde

Hayalmiş dememek isterdim

Ama odadan çıkıp da

Kuş seslerinde ıslanıp

Yollarda yürüdüğüm

O an da

Düştün aklıma

Özlemişim 

Ve bir kere daha anladım ki

İyi ki sevmişim


02/10/2017

Ankara balkon 

Yine Baktım Sana

Yine
Baktım sana
Yüreğimdeki yanan son mumdaki
Silüetine...
Mermere yazılmış ismini
Hüzünle
Özlemle
Okudum yine!!
Gözyaşlarım...yine!!
Ve su döktüm yüreğime ... 
sönmeyen ateşe...
Öylece bıraktım yine!!
Çam ağaçlarının gölgesine
Sevgiyle

06/10/2017
Ankara

10 Ocak 2023 Salı

adım adım geldik

Adım adım geldik
Birer birer çoğaldık
Tanıştık
Yedik içtik paylaştık olan biteni
Çalıştık 
Kaytardık
Zaman oldu sabahları gördük 
Kah eğlencesine
Kah ders çalışma çabasına
Gençtik delişmendik
Bazen zor anlaşır
Bazen sımsıkı sarılırdık
Dargınlıklarımız bile güneşi görmezdi
Odalara dağıldık
Ama koca bir mahalle gibiydi
Yaşadıklarımız
İnciraltındaydık
İnciraltılıydık
Ve hesapsız bir yolun yoldaşlarıydık
Çoğalmıştık
Çoktuk be kardeş
Öyle bir iki değil
Ağzımızı doldura doldura 
İnciraltıydık
Yılları peşimize taktık 
Haykıra haykıra
Paylaşıyorduk
Hayatı anıları ve inciraltı kardeşliğini
Yapmayın be 
Olur hiç demeden 
Ne varsa ortada
Birer motifti
Şimdi eksiliyoruz birer birer
Gidenler 
Gitmiyorlar 
Yüreklerimizde 

17/08/2017.  
Bülent Esatoğlu

"Erdoğan Limoncuoğlu" ışıklar içinde uyu...

Yağmur

Bugün günlerden yağmur
Bugün alabildiğince yürüyor
Duygularım
Dokunduğum her su birikintisinde
Haykırıyorum
Bahar dallarına erkenden dönen 
Çiçeklerin tomurcuklarında
Yeni hayatların başladığını
Yeni ümitler
Yeni bir düşünce
Ve her halinden belli
Sımsıcak sarılmalarla dopdolu 
yağmur damlalarının
Yoluma düşen seslerinde ki
Sevişmelerimiz

25/02/2018
Sokakta