Agop !
Otur
bakalım…
Anlatacaklarım
var sana…
Dinler misin
?
Yargılamadan,
Anlamaya
çalışarak….
Bilirim
çabalayacaksın
Ama ne
olursa olsun
Yine de
o kelime dökülecek ağzından
Ve yine
de bana kızacaksın…
Bilirim
kızdın mı tam kızarsın
Atmazsın
ama
Suratımda
hissederim yumruğunun acısını
Yine de
hiç hissetmem,
Bastıramaz çünkü giden
günün acısını…
Bak şu
karşıdaki dağın yücesindeki karlara
Hiç
erimez
Hiç ama
hiç erimez
Yani
inandığından dönmez geri
O
bembeyaz dünya
Tüm
saflığıyla
Hep
aynı şarkıyı söyler
Duyarım
Bilirim….
Uzatırım
ellerimi diyeceğim ama
Uzatamam
yanar ellerim…
Kor bir
ateş gibi düşer
Kollarımdan
Ufka
doğru
Önümde
duran
Saçların
Ellerin
Dudakların
Gözlerin
Ve o
gülümseyen
Hayata
dokunan sımsıcak seslenişlerin….
Eeee
şimdi
Şimdi
üç beş adım
Üç beş
gün
Ay
Yıl
Yıllar
Hayat…
Yoksun
Yokluğunda
Varlığında
Tam
ortasında durduğum o anda,
Yani
bir ayağım yokluğunda
Bir
ayağım varlığında
Kuantum
parçacıklarının uçuşması gibi
Bir
orda bir burada
Ve aynı
anda aynı yerde,
İşte
zaten her şey de tam o anda …
O yerde
Tam da
o şekilde
Ama
yine de bir şey var…
Yani
bir kaos
Öyle
bir kaos gibi
Çözemiyorum…
O
ellerinden tutup gecenin karanlığında
Sabaha
kadar bir rahip gibi
İbadet
edemiyorum….
Agop…
hiç
kızma bana
Ya da
kız
Hatta
çok kız
Ellerim
havada
Veda
etmek istemem
Hiç
sevmem vedaları
Ama
Agop
Bu kez
çok buruk bir haldeyim
Anlatmak
yetmiyor
Paylaşmak
istiyorum…
Ama bak
limandan ayrıldı bile
Sessizce
ilerleyen yelkenli
Nasılda
süzülüyor gönlümden
Gözlerimden
Ellerimden
Hayatımdan
Oysa
tam da buradaydı…
Bunu
anlatmak zor
Yaşamak
bir yoksunluğu daha da zor
Mesleki
hastalık gibi
Rakı da
bitti….
En
iyisi köşedeki bakkala kadar gidip
3 bira
al Agop
Biri
benim
Biri
senin
Biri de
eğer olurda gelirse onun…
Koy onu
buzdolabına dursun
Sağol
dinlediğin ve kızdığın için
Şimdi
tekrar dönebilirim artık
Mısraların
arasındaki özlem kelimelerine…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder